Burak Kut ve Doğu Demirkol’un konuk olduğu Dayı Şov’da bu hafta, müzik, mizah, anılar ve kahkahalar havada uçuştu. Ünlü komedyen ve oyuncu Doğu Demirkol, neden şiveli konuştuğuyla ilgili az bilinen öyküyü birinci kere canlı yayında anlattı. Kimsenin kendisini Ahlat Ağacı’ndan tanımadığını söyleyen Demirkol, “Bayii Toplantısı” sinemasındaki rolüne işaret ederek, “Polis çevirince, ‘Vay Konyalım ne haber’ diyerek bırakıyor” dedi. 90’lardaki starların başarısıyla ilgili, “Bir ihtilal yapar üzere çalıştık” sözlerini kullanan Burak Kut, konservatuar yıllarında hocalarının kendisine dünya çapındaki 10 tenordan biri olabileceğini söylediğini fakat bugün bulunduğu noktadan pişman olmadığını aktardı.
Her anı dolu dolu geçen programa 90’lardan bugüne kadar ne kendisi ne de müzikleri yaşlanan Burak Kut’un, Paptircem eşliğinde tüm stüdyoyu coşturduğu “Benimle Oynama” ve “Yaşandı Bitti” performansları damga vurdu.
Dayı Şov’da bu hafta sohbet yeniden süratli başladı. Burak Kut, nasıl daima genç kalabildiğiyle ilgili soruya, “Pozitif kanıya inanıyorum, sabah kalktığımda güne düzgün başlamaya çalışıyorum. Latife bir yana, benimki genetik bir avantaj. Özel bir formül ya da Burak Kut diyeti diye bir şey yok” dedi.
İki konuktan güldüren “ilk tanışma” kıssası
İki ünlü konuk, birinci sefer bir dizi çekimleri sırasında Burak Kut’un Doğu Demirkol’un arabasının camına tıklayıp selam vermesiyle tanıştıklarını anlattı. Demirkol öyküyü, “Bir gün otomobile bindim. Biri cama tak tak vuruyor. Severek takip ediyoruz diyor. Bir döndüm; adam Burak Kut’a ne kadar benziyor diye düşündüm. Yılların pop starı bu türlü bir şey yapar mı dedim” kelamlarıyla anlattı.
Neden şiveli konuştuğunun kıssasını anlattı
Demirkol, anne babasında olmamasına karşın kendisinin neden şiveli konuştuğunu ise, “Ben Amasya’da büyüdüm. Çocukluğumda Amasya’da bir tane genel cerrah vardı. O da benim babamdı. Ameliyat yapabilen bir tane hekim var. Küçük kentte rockstar üzere. Ben de gıcık çocuğum; tabip çocuğuyum diye nefret ediyorlar. ‘Nefret etmeyin, ben de şiveliyim, ben de sizin gibiyim’ demek istedim. Artık Amasyalı arkadaşlarım jön üzere konuşuyor. Ben bu türlü kaldım” tabirleriyle aktardı.
Demirkol, babasının komedyen olmasından çok mutlu olmadığını söyleyerek, “Bilgisayar mühendisliği okuduk ya, onu yapmam için hala efor sarf ediyor” dedi.
“Kız arkadaşı çok gülünce, nefret ediyor”
Stand-up’larına gelip hiç gülmeyen izleyiciler için, “Genelde komedyen olma isteği olan gençlerde oluyor. Ben de yaparım üzere bir niyetle geliyor. Başta gülüyor. Ancak bir vakit sonra gıcık kapmaya başlıyor. Kız arkadaşı daha çok güldükçe, o nefret ediyor” yorumunu yaptı.
“Biri ateist bir tabip, biri tarikatçı bir avukat”
Dayı’nın artık metrobüse binmediği için gereçlerinin eksilip eksilmediğiyle ilgili sorusu üzerine, “Şimdi metrobüsle ilgili latife yapsam ne alaka diyecekler. Ne yaşıyorsan ondan materyal bulmak lazım” sözlerini kullanan Demirkol, ebeveynlerini stand-up’larında kullanmasıyla ilgili ise, “Birisi ateist bir hekim, birisi tarikatçı bir avukat. Bu ikisinin ortasındaki tartışmayı aslında inanç ekseninde anlatıyorum” dedi.
“Bana gelenleri, ‘Gözünde çok büyütüyorsun’ deyip yollardım”
Burak Kut, 90’larda kazandığı şöhretten sonra kendini nasıl kaybetmediğini soran Dayı’ya, “Sınırdan döndüm. Hakikaten yönetemeyeceğim bir duruma gelmişti. Sözün tam manasıyla ‘sokağa çıkamaz’ durumdaydım. Adresim, telefonlarım anında tespit ediliyordu. Biraz ürkmeye başladım. Sonra neden muhafaza tuttular demeye başladılar” cevabını verdi. Konuttan kaçıp kendisine gelen çok kişiyi, “Bu hayranlık işi senin için güzel değil. Gözünde çok büyütüyorsun” deyip meskenine yolladığını da ekledi.
Burak Kut hayranlarının konutuna girme öyküsünü ise şu sözlerle anlattı: “Çok izole bir yerde oturduğumu düşünüyordum. Duştaydım. Allahtan bornozumu giyip çıkmışım. Salona bir baktım. Bir hanımefendi ve kızı oturuyorlar salonda. Yaşadığım paniği düşünebiliyor musun?”
“90’larda bir ihtilal yapar üzere çalıştık”
Burak Kut, 90’lı yıllarda herkesin tanıdığı büyük star’ların çıkmasıyla ilgili, “Özel televizyonların yaygınlaşması, gençlerin kendilerinden birini görme istekleri, hepsinin karışımı tesirli oldu denebilir. Bir de biz çok tutkulu müzisyenleriz. O periyot çok âlâ şeyler yapmaya çalıştık. Bir ihtilal yapar gibi…” sözlerini kullandı.
“Polis çevirince, ‘Vay Konyalım ne haber’ deyip bırakıyor”
“Kimse beni Ölümlü Dünya’dan, Ahlat Ağacı’ndan tanımıyor” diyen Doğu Demirkol, kelamlarını “Bayii Toplantısı daha geniş bir kitleye hitap ediyor. Benim işime yarıyor. Ne vakit polis çevirse, ‘Vay Konyalım ne haber’ deyip bırakıyorlar. O yüzden avantajı var” biçiminde sürdürdü.
“Pagan neye tapar bilmem”
Demirkol, heyet üyeleri ortasında olduğu Maske ile ilgili çıkan “Pagan ayini” haberleri hakkında, “Benim annem Meskende bayan beni süzüyor. ‘Ben de inançlıyım. Abdestliyim. Anne bak, ben yatsı namazını kılacağım, beni biliyorsun’ dedim. Pagan neye tapar bilmem. Paganlığın 5 koşulunu say desen, bilmem. Bilmediğim bir şeyle itham edildim” yorumunu yaptı.
“Hocaların dünya çapında bir tenor olabilirsin diyordu”
Burak Kut, Dayı’nın hiç pop yerine klasik müzikte meslek yapsaydım deyip demediğini sorması üzerine, “Beni eğiten hocalarımın bu türlü yorumları oldu. Hocalarım bana dünya çapındaki 10 tenor ortasına girebileceğimin gazını çok veriyorlardı. O tıp işler yaptım lakin büsbütün yönelmedim. Bu renkleri seviyorum. Farklı şeyler yapmayı seviyorum” dedi.
Dayı ve Doğu Demirkol’un, “Gel Bakalım Yanıma” kısmında düzenledikleri, “Bir stand-up’ta yapılmaması gereken şeyler” workshop’u stüdyoyu güldürdü.
Dayı Şov’a 3 hafta ara
Dayı’nın “ünlü detoksu” yapmak istemesi sebebiyle, Dayı Gösteri önümüzdeki 3 hafta kendini sevenlerine özletecek. Sonrasında cümbüş, yeniden renkli konuklar ve gündem yaratan sohbetlere kaldığı yerden devam edecek.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
